Söylediği
her şey doğru ve gerçek olarak görülecek, hükmettiği herkes ona koşulsuz itaat
edecek, her tavrı topluluğun çıkarı anlamına gelecek, o en iyisini bilecek ve
takipçileri de buna yürekten inanacak, o toplumun kendisi, toplum da o olacak,
topluluk bizzat onun bedeninde canlanmış olacak, o halk demek olacak, millet
demek, toplum demek olacak, tanrısal olacak, velinimet, şef, lider, hükümdar,
yol gösteren, karanlıkta yolu aydınlatan fener, nefer, önder, herkesi bir arada
tutan çoban, maya ve harç, tanrısal, kaynak olacak o, o artık o olmayacak, tek
tek her birey olacak o, her bireyde o olacak, dağılacak ve çoğalacak…
Hangi
müdürün gönlünde yatmaz bu? Ama müdür olacak, pırpırı ne kadar çoğalırsa
çoğalsın omuzlarında, süslü sıfatlar ne kadar yapıştırılırsa yapıştırılsın
adının önüne, lakapları artsa da her cengaverliğinde, müdür kalacak!
Devletli
toplumlarda arada sapmalar olur, istisna perdesinin ardına gizlenmiş kaçınılmaz
çıkıverir ortaya. İktidarın olduğu her yerde sabırla bekler o. Adını ne koyarsanız
koyun rejiminizin, faşizmin kuluçkasıdır o. Önünde sonuna çıkar ortaya, hakkı
olanı alır, devletin ve iktidarın hakkını verir.
Kaç bin
yıldır afili toplum sözleşmecileri süslü fikirler üretti durdu. Buldukları en
ideal devlet zincire vurulanı, kısırlaştırılmış olanıydı. Sakatlatılmış bir
halini ideal olan diye yutturmaya kalktı retorikçi şarlatanlar. İkinci bir
örnek versin biri ideal hali güçten düşürülmüş olana. Faşizmin dizginlenmeye
çalışılmasıdır tüm devlet kuramları. Dizginleyemediler, onu da gördük. Devlet
ideal haline doğru ilerler, fıtratı budur. Faşizm devletin ideal halidir. Alın
devletinizin turşusunu kurun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder