23 Eylül 2014 Salı

ılım için hiç de ılımlı olmayan lafazanlıklar

bir taş, altı bir üstü bir, güneşten sonra üçüncü cimi'nin de dediği gibi. tam göbeğine vurduğunda güneş bir eder işte geceyi de gündüzü de. bir eder, aynı eder, denk eder. altı da bir üstü de bir, bilemem hangisi alttır hangisi üst. eşit eder diyorlar günü geceye, eşit. ılıma ılımlı bir yaklaşım sanki bu, neymiş be eşitlik. var mıymış kozmosta eşit lafına yer. eşit dediğin bölünmüş, ayrılmış, ezilmiş bir dünyanın lafıdır oysa. eşit olmaz gece gündüze, olursa denk olur. bu eşek yükü dünyada bir yanın bir yana denkliği gerekir taşımak için, bunu hatırlatır bana, eşekliğimi hatırlatır.